بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

بَلۡ جَآءَ بِٱلۡحَقِّ وَصَدَّقَ ٱلۡمُرۡسَلِينَ ٣٧

Hayır, öyle değil. O, hakkı getirmiş, (önceki) peygamberleri de tasdik etmiştir.

– Diyanet İşleri

إِنَّكُمۡ لَذَآئِقُواْ ٱلۡعَذَابِ ٱلۡأَلِيمِ ٣٨

Şüphesiz siz mutlaka elem dolu azabı tadacaksınız.

– Diyanet İşleri

وَمَا تُجۡزَوۡنَ إِلَّا مَا كُنتُمۡ تَعۡمَلُونَ ٣٩

Siz ancak işlediklerinizin karşılığı ile cezalandırılırsınız.

– Diyanet İşleri

إِلَّا عِبَادَ ٱللَّهِ ٱلۡمُخۡلَصِينَ ٤٠

Ancak Allah’ın halis kulları başka.

– Diyanet İşleri

أُوْلَٰٓئِكَ لَهُمۡ رِزۡقٞ مَّعۡلُومٞ ٤١

(41-42) İşte onlar için belli bir rızık, meyveler vardır. Onlar ikram gören kimselerdir.

– Diyanet İşleri

فَوَٰكِهُ وَهُم مُّكۡرَمُونَ ٤٢

(41-42) İşte onlar için belli bir rızık, meyveler vardır. Onlar ikram gören kimselerdir.

– Diyanet İşleri

فِي جَنَّٰتِ ٱلنَّعِيمِ ٤٣

Onlar Naîm cennetlerindedirler.

– Diyanet İşleri

عَلَىٰ سُرُرٖ مُّتَقَٰبِلِينَ ٤٤

Koltuklar üzerinde karşılıklı olarak otururlar.

– Diyanet İşleri

يُطَافُ عَلَيۡهِم بِكَأۡسٖ مِّن مَّعِينِۭ ٤٥

(45-46) Onların etrafında cennet pınarından doldurulmuş, berrak ve içenlere lezzet veren kadehler dolaştırılır.

– Diyanet İşleri

بَيۡضَآءَ لَذَّةٖ لِّلشَّٰرِبِينَ ٤٦

(45-46) Onların etrafında cennet pınarından doldurulmuş, berrak ve içenlere lezzet veren kadehler dolaştırılır.

– Diyanet İşleri

لَا فِيهَا غَوۡلٞ وَلَا هُمۡ عَنۡهَا يُنزَفُونَ ٤٧

Onda baş döndürme özelliği yoktur. Onlar, onu içmekle sarhoş da olmazlar.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu